Ana Sayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Mail 

     
   
   
YEMEKLER
Üye Girişi
En Çok Gezilenler
Kırmızı Mercimek Ezmesi Salatası
Bu leziz salatayı özel arkadaş menüsü için hazırlamıştım. Mercimek köftesine benzeyen bu salatayı denediğinizde vazgeçemeyeceğinizi düşünüyorum. Özellikle yoğurtlu sosu ile yaz..
Nişastalı Börek
Bu böreği bayram sabahı kahvaltı için misafirlerime yapmıştım. Sıcacık ikram edebilmek için sabah erkenden kalkıp yapmıştım. İkinci kez yapışımda yine misafirlerime, ama bu sefer...
Kağıt Kebabı
Bir yemek kağıda sarılıp, fırına girince bu kadar mı güzel olur? Bu kadar mı enfes kokar diyorum ve başka..
Bize Ulaşın
Yaşamdan Notlar
Hayat Penceresi
23.4.2011 - 20:58

HAYAT PENCERESİ

Kendi hayatımızın penceresinde durup, yine kendimize dönüp kaç kere bakıyoruz? Acaba yaşamın neresindeyiz? Diye soruyor muyuz? Bir evin penceresinden bir an durup bu gözle bakabilmek, otobüs durağında beklerken bin an insanları durup izlemek ya da kalabalık bir meydanda insan topluluğuna dalıp gitmek. Yüksekçe bir binadan insanlara kuş misali kuş bakışı bakabilmek. Aslında yaşamın herhangi bir anında, belki bir an için kendi adımıza durmayan zamanı, bin nefes alıp vermek anı kadar kısa olan bu zamanı, ruhumuzda durdurup düşünebilmek. Bakışlarımızı yaşamın içine çevirebilmek. Yine aynı hız da kendimize çevirerek hayatın penceresinden kendimize bakabilmek.

Bilmiyorum hiç kalabalık insan seline bakıp da içinde garip bir his uyanan anınız olmuş mudur? Yaşam da herkes bir yerlere koşturuyor. Kimi işine, kimi okuluna, kimi dershaneye, kimi kursuna, kimi hastaneye, kimi arkadaşına, kimi de başka başka şeylere…

Sanki kış uykusundan uyanan doğa ve içindekiler gibi, insanlarında baharla birlikte koşturmacaları canlandı. Özellikle kadınlar cephesinde öyle olduğunu görüyorum. Birçok okulda, vakıfta, dernekte hayır adına birçok kermes düzenleniyor.

Hayat penceresinden insanlığa baktığımda hayır adına koşuşturan insanları görmek güzel bir şey. Ancak bu koşturmaca sadece fiziksel bir koşturma canın ötesinde, ruhen de hayra doğru koşan bedenler yaratmalı. İnsanlığın en çok da bu özel haftada bunu hissetmeye ihtiyacı var.

Fiziksel koşturmacalar eğer ruhlarımızda da hayra doğru müspet anlamda canlılık oluşturmuyorsa o zaman bir an durup hayat penceremizden kendi yaşamımıza bir bakmamız gerekecek. Acaba “Ben hayrın neresindeyim?”  Başkaları adına hayır yaparken, nefsimi, ruhumu gerçekten tüm vesveselerden, tüm riya içerikli davranışlardan soyutlayabilmiş miyim? Eğer ruhumda böylesi bir kalıcı deprem etkisi yaratmayacaksa ve sadece alışkanlık ve bir süre sonra da geleneğe dönüşecek bir süre sonrasında da benim için anlık rahatlama veya vakit geçirme zamanlarına dönüşecek bu tür faaliyetler insanlığa ne kadar faydalı olabilecek. Evet! Belki maddi anlamda istenilen şeyler, hedeflenen programlar gerçekleştirilmiş olabilir. Ama unutmayalım ki eşyanın da bir ruhu var. İçine ruhumuzdaki hayırdan bir şeyler katmadan yaptığımız onca çalışmanın ne kıymeti kalır insanlık penceresinde…

Ruhsuz yapılan, daha doğrusu ta ötelerde değil kendi içimizdeki bene hayır yapamayan bedenlerin ötelere ne hayrı dokunabilir ki?

Kendi içimizde sonra kendi eşimizde, çocuğumuzda, arkadaşımızda sonra kendi çevremizde hayır hakikatini kaplayamadığımız zaman görürüz ki aslında hayır adına yaptıklarımız birer yanılgı. Hayrı tüm benliğimizle kaplamak ilk önce şerri tanımak ve defetmekle mümkün. Sırtımızı kendi benliğimize dönerek değil, ilk önce kendimize bakarak bu yarışa girişmek gerekiyor. Bir atasözü vardır “kendine hayrı dokunmayanın başkasına hiç hayrı dokunmaz” diye.  

Hayrı, başı kendi benliğimiz olan ucu insanlığa kadar uzanan bir ipe dönüştürmek asıl olan sanırım. İnşallah bir ucu da insanlığa kadar uzanan bu ip bizleri ebedi hayatta ebedi güzelliklere taşıyan bir nitelikte olur.

Kendi benliğimizdeki beni görebilecek gözlere ne çok ihtiyacımız var. Şeytanın vesvesesinden uzakta, kendi aslımızı ayan beyan görebileceğimiz gözlere ve basirete. Dışarıdaki hayır yarışında şeytanı alt ettim sanısı bizleri aldatmasın. Özünü göremeyen, dışarıdakini nasıl görsün… Bu yüzden bakmak gerekir hayat penceresinden ilk önce bene, sonra insanlığa… Kalabalık bizi aldatmasın, bizi ürkütmesin… Çünkü ilk herkes kendi beninden sorumlu… Hayat penceresinden taşınacak olan ebedi hayata tek tek her bir bireyin kendi beni.

Hayır, yarışında eşyanın tabiatıyla birlikte kendi benimizin hakikat gölgesini taşımak istiyorsak insanlığa, korkmadan cesurca kendimizle yüzleşelim hayat penceresinde. Bilelim ki şeytanın vesvesesi her şekilde örtmeye çalışacaktır nefsimizdeki pürüzleri… İnadına kaldırmak gerek bu örtüleri benliğimizden… Her defasında sis bulutuyla kapatılmaya çalışılsa bile. Sürekli bakmak lazım hayat penceresinden bendeki bene… Ve liman yapmak kendi benliğimizdeki beni hayır adına… Bu limandaki hayır gemisinin demir attığı ipin bir ucu içimizdeki bene bağlı, bir ucu insanlığa… Siz de böylesi bir limana bağlı bir ipiniz olsun istemez misiniz? Ve öbür ucu sonsuzluğa, ebedi olana doğru uzanan bir ip…

 

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تُبْطِلُواْ صَدَقَاتِكُم بِالْمَنِّ وَالأذَى كَالَّذِي يُنفِقُ مَالَهُ رِئَاء النَّاسِ وَلاَ يُؤْمِنُ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَمَثَلُهُ كَمَثَلِ صَفْوَانٍ عَلَيْهِ تُرَابٌ فَأَصَابَهُ وَابِلٌ فَتَرَكَهُ صَلْدًا لاَّ يَقْدِرُونَ عَلَى شَيْءٍ مِّمَّا كَسَبُواْ وَاللّهُ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِرِينَ

Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tubtılû sadakâtikum bil menni vel ezâ, kellezî yunfiku mâlehu riâen nâsi ve lâ yu’minu billâhi vel yevmil âhır(âhıri), fe meseluhu ke meseli safvânin aleyhi turâbun fe esâbehu vâbilun fe terakehu saldâ(salden), lâ yakdirûne âlâ şey’in mimmâ kesebû vallâhu lâ yehdîl kavmel kâfirîn(kâfirîne).

-Ey iman edenler! Sadakalarınızı, başa kakmak, gönül kırmakla boşa gidermeyin. O adam gibi ki, insanlara gösteriş için malını dağıtır da ne Allah’a inanır, ne ahiret gününe. Artık onun hâli, bir kayanın hâline benzer ki, üzerinde biraz toprak varmış, derken şiddetli bir sağanak inmiş de onu yalçın bir kaya halinde bırakıvermiş. Öyle kimseler, kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. Allah, kâfirler topluluğunu doğru yola iletmez. Bakara suresi/264. Ayet

وَالَّذِينَ صَبَرُواْ ابْتِغَاء وَجْهِ رَبِّهِمْ وَأَقَامُواْ الصَّلاَةَ وَأَنفَقُواْ مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلاَنِيَةً وَيَدْرَؤُونَ بِالْحَسَنَةِ السَّيِّئَةَ أُوْلَئِكَ لَهُمْ عُقْبَى الدَّارِ

Vellezîne saberûbtigâe vechi rabbihim ve ekâmûs salâte ve enfekû mimmâ rezaknâhum sirren ve alâniyeten ve yedreûne bil hasenetis seyyiete ulâike lehum ukbed dâr(dâri).

-Yine onlar, Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak amacı ile sabrederler, namazı kılarlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan gizlice ve açıkça hayır yolunda harcarlar, kötülüğü iyilikle savarlar. İşte geçici dünyanın ardından gelecek olan mutlu akıbet onları bekliyor. Rad suresi/ 22. ayet

 

لَن تَنَالُواْ الْبِرَّ حَتَّى تُنفِقُواْ مِمَّا تُحِبُّونَ وَمَا تُنفِقُواْ مِن شَيْءٍ فَإِنَّ اللّهَ بِهِ عَلِيمٌ

Len tenâlûl birre hattâ tunfikû mimmâ tuhibbûn(tuhibbûne), ve mâ tunfikû min şey’in fe innallâhe bihî alîm(alîmun).

-Sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) harcamadıkça, gerçek iyiliğe asla erişemezsiniz. Her ne harcarsanız Allah onu hakkıyla bilir. Ali İmran suresi/ 92. Ayet

 

فَاتَّقُوا اللَّهَ مَا اسْتَطَعْتُمْ وَاسْمَعُوا وَأَطِيعُوا وَأَنفِقُوا خَيْرًا لِّأَنفُسِكُمْ وَمَن يُوقَ شُحَّ نَفْسِهِ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ

Fettekûllâhe mesteta’tum vesmeû ve etîû ve enfikû hayren li enfusikum, ve men yûka şuhha nefsihî fe ulâike humul muflihûn(muflihûne).

-Şu halde, ne kadar gücünüz yetiyorsa Allah’a karşı o kadar sorumlu davranın: hem (O’nu) dinleyin, hem (O’na) itaat edin! Ve kendi hayrınıza olmak üzere infak edin! Kim kişiliğinin (zaafı olan) açgözlülükten (infak ile) korunursa, ebedi kurtuluşa nail olanlar işte onlardır. Teğabün suresi/ 16. Ayet

Fikriye İMAMOĞLU

Bu haberi : 4264 kişi okudu.
Arkadaşına Gönder  Yazdır
İsminiz *
Başlık *
Yorumunuz *

 


harf daha yazabilirsiniz.
Onay Kodu:
Onay Kodu Doğrulama *
  

Yorumlar
Yorumlayan: Zeynep Tarih: 23.4.2011 - 21:49

Eline yüreğine sağlık. Başarılar...
Ana Sayfa   |  Dua   |  Medya Köşesi   |  Videolar   |  Firmalar   |  Ziyaretçi Defteri
Herrenk.com:Pratik Bilgi, Sağlık, Yemek Tarifleri, Elişleri, El örgüsü, Eğitim, Ev yapımı ürünler, Çay Saati
© 2010 - www.herrenk.com Tüm Hakları Saklıdır. Sitenizde bağlantı linkleri verilip ve kaynak gösterilerek sitemizden alıntı yapılabilir.
WEB YAZILIM:TEKNODEVA Ankara Web Tasarım, Web Yazılım, web tasarım
Firmalar