FITIR SADAKASI (SADAKATU’L-FITR)
Ramazan ayının son günlerine doğru ve bayram namazından önce, hali vakti yerinde olan, yani zekât verecek durumda olan kadın ve erkek her Müslümanın, gerek kendisi, gerek bakmakla yükümlü olduğu aile fertleri için fakir müslümanlara “fıtır sadakası” denilen bir sadaka vermesi, Kur’an’da yer almakla beraber, Hz. Peygamber tarafından teşvik edilmiş ve Müslümanlarca asırlarca uygulanarak, nesilden nesile bu güne kadar devam ettirilmiştir. Bayram sevincinin zenginler kadar fakirler tarafından ve toplumsal dayanışmaya katkıda bulunmasını hasebiyle-farz olmasa dahi-, fıtır sadakası geleneğini elden geldiğince sürdürmeye çalışmak gerektiğini de burada ilave etmek gerekir.
Fıtır sadakasının miktarı konusunda, arpa, buğday, hurma, kuru üzüm gibi gıda maddeleri esas alınarak birtakım hesaplamalar yapılmaktaysa da, bu gıda maddeleri Hz. Peygamber döneminin yaygın olarak tüketilen gıda maddeleri olup, bugün temel gıda maddeleri olmaktan çıkmış durumdadırlar. Bunun yerine, günümüzde herkes bir gün boyunca karnını ne ile ve kaça doyuruyorsa, onu esas alır, aile fertleri için de, ailenin günlük mutfak masrafını esas alır ve bu miktarlar üzerinden fıtır sadakasını hesaplar. Zira herkesin günlük harcamaları ekonomik durumuna göre farklı olup, herkes kendi seviyesine göre bir standart belirlemelidir. Yukarıda zikredilen gıda maddelerini standart olarak almak, maddi durumu son derece iyi ve yüksek olup, daha yüksek miktarda fıtır sadakası verebilecek olanların, daha az miktarda vermelerine yol açacak, bu ise fakirlerin aleyhine olacaktır. Makul olan ise, herkesin ekonomik durumuna uygun olan miktar üzerinden fıtır sadakası vermesidir, tıpkı herkesin aynı miktarda zekât vermemesi, bilakis serveti daha fazla olanın, daha fazla zekât vermesinde olduğu gibi. Fıtır sadakasının miktarının bu şekilde belirlenmesi cihetine gidilmesi fakirlerinde lehine olacağından, bu mali ibadetin vazediliş amacına da fevkalade uygun düşecektir.
AHİR ZAMAN İLMİHALİ/M. HAYRİ KIRBAŞOĞLU
|