CUMA NAMAZI
Akil ve beliğ her Müslümanın son nefesini verinceye kadar, her gün kılmakla mükellef olduğu bu beş vakit namazı, haftanın her Cuma günü, günlük namazlara göre daha büyük bir katılımla “haftalık toplu ibadet ve toplantı”ya dönüşür. Ancak bu “haftalık toplu namaz”, öğle namazı gibi dört rekât değil iki rekât kılınır, öğle namazından farklı olarak bu namazdan önce imam tarafından “Cuma hutbesi” okunur. Bu hutbenin amacı birtakım şablonlaşmış metinleri yıllarca tekrar tekrar “okumak “ değil; hem cemaate dini konularda gerekli uyarı, açıklama ve “bilgilendirme”de bulunmak, hem de o beldenin, ülkenin, bölgenin ve bütün İslam dünyasının meselelerini, gelişmeleri, problemleri ele almak, bu konuda cemaati “bilinçlendirmek”tir. Bu sebeple Cuma hutbelerinin politik sosyal olmak üzere iki kısma ayrıldığı ve her bölümde o alana dair meselelerin gündeme getirildiği şekliyle birçok İslam ülkesinde görülen uygulamanın, Cuma’nın ruhuna tamamen uygun olduğunu bilhassa vurgulamakta yarar vardır. Bir başka ifadeyle Cuma namazları, dünyanın her yerindeki Müslümanları ilgilendiren meselelerin haftalık müzakeresi ve çözüme yönelik eylem planı çalışması olarak da nitelendirilebilir. Cuma hutbelerinde okunacak dualar ve hutbe esnasında imam’ın minber’e çıkmasının, orada oturup kalkmasına ilişkin süregelen uygulamaların şekli unsurlarından ziyade yapılacak konuşmanın muhtevası hutbenin işlevi önemlidir. Bu sebeple çoğu adap türünden olan şekli unsurlara uymak zorunlu olmayıp, her ne suretle olursa olsun Cuma namazı öncesinde cemaate yapılacak konuşma ile “hutbe” yerine getirilmiş olur.
AHİR ZAMAN İLMİHALİ/M. HAYRİ KIRBAŞOĞLU
|