KUBBE TATLISI
Şerbetli kolay tatlı tarifleri resimli
En kolay şerbetli tatlı
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla...
"Fitne adam öldürmekten daha büyük günahtır..." (Bakara, 2/217)
.jpg)
“Fitne çıktığı zaman at binen insin, koşan yürüsün, yürüyen dursun, duran da otursun” Hz. Muhammed
Efendimiz´in Vedâ hutbesinde bir beyânı bulunmaktadır. Şöyle buyuruyor:
- "Ey mü´minler! Gerçekten şeytan sizin şu topraklarınızda kendisine kulluk edilmesinden ümidini ebediyyen kesmiş bulunmaktadır. Fakat o, sizin önemsiz saydığınız iş ve davranışlarınızda kendisine uyulmasından memnun olacaktır. Dininizi ondan koruyun!" (bk. İbni Hişâm, Sîre, IV, 251).
“Ey iman edenler, siz kendinizi düzeltmeye bakın; siz doğru gittikten sonra öte taraftan sapıtanlar size ziyan dokunduramaz. Hepinizin varışı sonunda Allah’adır. O size neler yaptıklarınızı o zaman haber verecektir.” Maide suresi/105. ayet
Kur’an aşağılık kompleksini ortadan kaldırır. Müslümanlar Kur’an’dan uzaklaşmaya başlayınca aşağılık kompleksine başladı. Kendilerini Kur’an’ın ölçülerine göre değil, batılın ölçülerine göre değerlendirdiler ve aşağılık kompleksine girdiler. Müslümanlar saygınlıklarını Kur’an’dan uzaklaşarak, kendilerini batıl düzenlere göre değerlendirmeleriyle kaybettiler. Giyim, kuşam, yeme içme, oturup-kalkma, uslüp, adalet, hak-hukuk gözetme, verilen sözü yerine getirme, ahde vefa gibi... İradelerini ‘Allah herşeyin iyisini sever, müslüman da yeryüzü nimetlerinin iyisine layıktır. Şüphesiz Rabbim bizim için kötüsünü istemez’ gibi savunma psikolojisinden yana kullandılar.
"Kendinizi (övüp övüp) temize çıkarmayın. Allah, kimin takvâ sahibi olduğunu çok iyi bilir.” Necm sûresi (53), 32
Halbuki İmam Şafii;
“Alt tabakayı şerlerinin çokluğundan, üst tabakayı hayırlarının azlığından terkettim birer birer.” demiştir.
Hz. Peygamber iktidarın zirvesindeyken bile sade bir yaşantıya sahip olmuştur. Bu sade yaşantının içinde üslup, davranış, edep, ahlak, adalet olarak da örnek insan olmuştur.
Hz. Peygamber’in insanlara rıfk ve müsamaha ile davrandığının en önemli misallerinden biri de, şu hadistir:
“Ebû Hüreyre’nin bildirdiğine göre, bir bedevî mescidin duvarına küçük abdest bozmuştu. Orada bulunan sahâbîler, onu derhal bu fiilinden vazgeçirmek için oraya koştular. Bunun üzerine Resûlüllah (s.a.), "Küçük abdest bozduğu yerin üzerine bir kova dolusu su dökün" dedi ve şöyle buyurdu: "Muhakkak siz, zorlaştırıcı değil, kolaylaştırıcı olarak gönderildiniz." Buhârî, Vudû’, 58; Edeb, 80; Ebû Dâvûd, Tahâret, 136; Tirmizî, Tahâret, 112.
Keza Hz. Ömer bu konudaki en güzel örneklerden biridir. Hz. Ömer’in hem siyasi hayatını, hem de şahsiyetini anlatan “Hz. Ömer/İmam Şafii” adlı tarih ve biyografi eseri okumanızı tavsiye ederim. Hz. Peygamber, Ömer için:
“Ömer sağ kaldıkça içinizde fitneler zuhur etmez” buyurmuştur. (Buhari, Müslim, İbn Mace, Müsned)
Geçmişten ders almak adına bu kitabı okumanızı ısrarla tavsiye ederim. Çünkü bizler unutan varlıklarız. Sürekli olarak dimağımızı canlı tutmaya ihtiyacımız var. Bu uyarıyı yapacak olan ilk önce Kur’an, sonra tarih, sonra bu tarihin içerisinde tarihe yön vermiş kişileri incelemek olmalı.
Son olarak;
"Günlerin beraberinde getirdiği hadiseler, seni tesiri altına almasın. Sen iyi bir insan olmaya bak. Zaman içerisinde gelen musibetler ve belalardan dolayı sabırsızlık gösterme. Dünyanın bela ve musibetleri devamlı değildir.
İnsanlar arasında hata ve ayıbın çok olsa bile, ahlakın; iyilik, cömertlik ve vefa (sözünde durmak) olsun, iyilik ve cömertliğin ile hata ve ayıplarını ört. Cimriden iyilik bekleme. Çünkü Cehennemde, susuz kimseye su yoktur.
Dünyanın sevinci de, kederi de, bolluğu da, darlığı da devamlı değildir. Kanaatkâr bir kalbe sahip olduğun zaman, sen ve dünyaya sahip olan kimse eşitsiniz. Ölüm, kimin yanına gelirse, artık onu ölümün elinden kurtaracak ne yer ve ne de gök vardır. Gerçi Allahü teâlânın yarattığı şu yeryüzü geniştir. Fakat, bir kere Allahü teâlânın hükmü gelince, feza bile dar gelir. Ölümün asla devası (ilacı) yoktur." İmam Şafii
Kendi kusuruyla meşgul olmayı unutanların helâki herhalde herkesten önce gerçekleşir. Bu yüzden;
Müslüman mütevâzî, alçak gönüllü olmakla yükümlüdür.
Felâket tellallığı yapmak kimseye hayır getirmez.
Sahip olduğu maddî mânevî hiç bir nimet kişiye, kendini başkalarından üstün görme hakkını vermez. Aksine sorumluluğunu arttırır.
Şerbetli hazırlayabileceğiniz en kolay tatlı tariflerimden biri. Özellikle cevizli ve pratik şerbetli tatlıları seviyorsanız bunu kaçırmayın derim. Ben servis sırasında da üzerine ceviz serpttim. Hem görünüm ve sunum, hem de lezzet olarak çok güzel oldu. Tavsiye ederim.
Malzemeler:
250 gram eritilmiş tereyağı
1 çay bardağı sıvıyağ
1 çay bardağı su
2 yemek kaşığı toz şeker
½ çay kaşığı tuz
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
5 su bardağı un
İçi için; dövülmüş ceviz içi
Tatlının şurubu için:
1,5 su bardağı toz şeker
2,5 su bardağı su
Kubbe tatlısı nasıl yapılır?
Eritilmiş tereyağı, sıvıyağ, su, toz şeker ve tuzu hamuru yoğuracağımız kabın içerisine alalım.
Kabartma tozu ve vanilyayı ilave edelim.
Yavaş yavaş un ilavesiyle kurabiye hamuru kıvamında bir hamur yoğuralım.
Tatlının hamurunu yarm saat dinlendirelim.
Daha sonra hamurdan yumurta büyüklüğünde parça koparalım.
Bezeyi iki elimizin arasında yuvarlayalım.
Daha sonra beze bir elimizin üzerindeyken, diğer elimizin tabanıyla bezeyi açalım.
Ortasına cevizli iç malzemeden koyalım.
Kenarlarını yukarıda birleştirerek, toplayalım.
Ardından yine iki elimizin arasında bu sefer, çevirerek kubbe şekli vermeye çalışalım.
Hazırladığımız kubbe tatlısını fırın kabına yerleştirelim.
Diğer kalan hamuruda bu şekilde hazırlayalım.
Fırınımızı 180 dereceye ayarlayıp, ısıtalım. Isıtılmış fırına kubbe tatlımızın kurabiyelerini vererek, hafif kızarıncaya kadar pişirelim.
Diğer taraftan su ve toz şekeri, 5 dakika kaynatalım.
Tatlımız fırından çıktıktan sonra ılınmasını bekleyelim. Yine ılık haldeki şurubu üzerine gezdirerek, dökelim.
Yarım saat kadar şurubunu çekmesi için beklettikten sonra cevizli kubbe tatlısını servis yapabiliriz.
AFİYET OLSUN... |
