Keşke ‘şimdi bildiklerimi o zamanlar biliyor olsaydım. Keşke onu şöyle değil, böyle yapsaydım. O zaman şöyle değil, böyle davransaydım. Keşke… keşke… keşke…
İnsanın hayatında keşkeler hiç bitmez. Bitmemiştir. Bitmeyecektir de…
Neden mi?
Bizi diğer canlılardan ayıran keşkelerdir de o yüzden…
Nasıl yani? Diyebilirsiniz!...
Bizleri şu an duyduğumuz hayıflanmaları yaşatan, keşkeleri dedirten daha önce yaşadıklarımızdır. Daha önceden yaşadıklarımızın sonra, zamanla tecrübeye dönüşmesidir.
Maalesef hayatımızı yaşamadan tecrübe edemiyoruz. Keşkeleri dedirten olayları yaşamadan olgunlaşamıyoruz. Bu yaratılışımız da yok. Ama burada galiba önemli olan keşke diyebilecek düşünce süzgecine ulaşabilmek…
Yani keşke diyebilenlerden olup, geriye dönüp baka bilmek …
Geriye dönüp keşke diyebildiklerimiz den ders çıkarmak…
Çocuklar konusuda böyle. Geçmişte yaşayıp, şimdi bize keşke dedirten olaylar artık bizim için tecrübeye dönüşmelidir. Madem ki biz onların ölene kadar anne-babasıyız. Öyleyse yaşadığımız pişmanlık dolu keşkelerden dolayı yılmak, yılgınlık göstermek yok. Ölene kadar mücadeleye devam.
Yaşadığımız evrende soluk-alıp vedikçe, aklı-selim sahibi oldukça biz onların (çocuklarımızın) anne-babasıyız.
Ve sorumluluğumuz batıda olduğu gibi ergenliğe kadar, onsekiz yaşına kadar değil, bir ömürlük.
Rabbimizin bizlere verdiği bu güzel emanetlere sahip çıkalım. Onlara gözümüz gibi bakıp, ilk günkü duygularla sevelim.
Anne-baba-çocuk sevgisi bile başlı başına insanı derin düşüncelere sevkeden bir nimet Bu nimet kalbimizden hiç eksilmesin
Herrenk.com |