Ana Sayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Mail 

     
   
   
YEMEKLER
Üye Girişi
En Çok Gezilenler
Kırmızı Mercimek Ezmesi Salatası
Bu leziz salatayı özel arkadaş menüsü için hazırlamıştım. Mercimek köftesine benzeyen bu salatayı denediğinizde vazgeçemeyeceğinizi düşünüyorum. Özellikle yoğurtlu sosu ile yaz..
Nişastalı Börek
Bu böreği bayram sabahı kahvaltı için misafirlerime yapmıştım. Sıcacık ikram edebilmek için sabah erkenden kalkıp yapmıştım. İkinci kez yapışımda yine misafirlerime, ama bu sefer...
Kağıt Kebabı
Bir yemek kağıda sarılıp, fırına girince bu kadar mı güzel olur? Bu kadar mı enfes kokar diyorum ve başka..
Bize Ulaşın
Örnek Hayatlar
Veba Salgını ve Allah’ın Kaderinden Yine O’nun Kaderine Sığınmak
8.11.2010 - 12:10

(H. 18/M. 639)

O sene içinde Mısır, Irak ve Suriye’de başlayan bir veba salgını birçok İslâm büyüğünün ve mücahidinin vefatına sebep oldu. Salgın, hicri 17 yılının başında görüldü ve aylarca sürdü. Bu müthiş salgın binlerce insanın hayatına mal olurken, hadiseyi haber alan Hz. Ömer gerekli önlemleri almak ve kontrol etmek için bizzat hadise mahalline gitti. Hz. Ömer, Serğ’e vardığı zaman kendisini karşılamaya gelen Ebu Ubeyde’den salgının büyük bir hızla yayıldığını öğrenmişti. Ömer, ilk hicret eden Müslümanlar ve Ensar ile istişare ettikten sonra, alınması gereken tedbirleri açıkladı. Muhacirlerin salgının görüldüğü yerde durmamasını ve Medine’ye dönmeleri gerektiğini oy birliği ile kararlaştırdılar. Bunun üzerine Abbas’tan, ertesi gün hareket edeceklerini ilan etmesini istedi. Ebu Ubeyde, bu münasebetle Ömer’e şu sözleri söyledi:

“Ömer! Allah’ın kaderinden mi kaçıyorsun?”

Hz. Ömer de buna karşılık “Evet! Allah’ın kaderinden, yine onun kaderine sığınıyorum.” Dedi.

Ömer Medine’ye dönünce Ebu Ubeyde’yi bir iş için yanına çağırmıştı. Ebu Ubeyde, Hz. Ömer’in bu davetini tehlike bölgesinden güvenli bir bölgeye davet saymış ve şu cevabı vermişti:

“İlâhi takdir değişmez. Ölümüm takdir edilmiş ise nerede olsa ölürüm. İslâm ordusunu terk ederek yalnız başıma emin bir yere hareket edemem. Malumunuz olsun.” 

Hz. Ömer bu cevabı okuduğu zaman gözlerinden yaşlar akmış; Ebu Ubeyde’ye bir mektup yazarak, askerlerin yerleştiği mıntıkanın alçak ve rutubetli olması dolayısıyla, daha iyi bir yere yerleştirilmesini tavsiye etmişti. Ebu Ubeyde bu emre uyarak ılıman iklimiyle meşhur olan Cabiye’ye hareket etti.

Ebu Ubeyde burada hastalandı. Ölüm anının geldiğini hissederek, Müslümanların toplanmasını istedi ve onlara son derece etkili bir konuşma yaparak nasihat edip tavsiyelerde bulundu. Namaz vakti gelince kendi yerine Muaz’ı vekil tayin etti ve namazı kıldırmasını ondan rica etti. Muaz, Müslümanlara namazı kıldırdı; Ebu Ubeyde de namazı müteakip son nefesini verdi.

Veba salgının verdiği büyük kayıplar devam ettiğinden, Amr b. As, Muaz’a ordusunun başka bir yere naklini tavsiye ettiyse de Muaz bu tavsiyeye uymadı. Muaz çadırına döndüğü zaman oğlunun da vebaya tutulduğunu gördü ve kendinden emin bir şekilde, büyük bir tevekkülle şu ayeti okudu:

“Hak (ancak) Rabbindendir. Artık, sakın şüpheye düşenlerden olma!” (Bakara/147)

Oğlu da buna karşılık, “İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın.” (Saffat/102) dedi ve sonra da vefat etti.

Daha oğlunun defni tamamlanmamışken, Muaz’ın kendisi de aynı hastalığa tutuldu. Komutanlık görevini Amr b. As’a vererek, büyük bir huzur ve teslimiyet içinde Rabbine kavuştu. Dinin insana verdiği büyük haz, huzur, coşku ve vecd, akılları hayrette bırakan bir durumdur. Veba hastalığı binlerce insanı kasıp kavurmuştu. Buna rağmen Muaz gibi zatlar bu afet ve belayı bile bir nimet gibi karşıladılar.

Bununla birlikte komutanlık Amr b. As’a geçince Amr, hastalığın yangın gibi sirayet ettiğini ve bu yüzden ordunun küçük gruplar halinde dağılıp yerleşmesi gerektiğini anlamış ve öyle hareket ederek salgının iyice yayılmasını önlemişti. Bu görüşe zıt fikir beyan edenler oldu ise de sonunda karar uymuşlar ve vebanın önü alınmıştı. Yeryüzünün yarısını Allah yolunda fethedecek yirmi beş bin mücahit bu hastalığa kurban gitmişti. Bunların arasında Haris b. Hişam, Yezid b. Ebi Süfyan, Muaz b. Cebel, Ebu Ubeyde, Utbe b. Sehl, Süheyl b. Amr gibi zatlar da vardı. Bu sırada Hz. Ömer her gün vaziyetten haberdar oluyor ve her gün yeni emirler veriyordu. Yezid ile Muaz’ın ölüm haberi kendisine ulaştığı zaman Muaviye’yi Şam’a, Şurahbil’i ise Ürdün’ vali olarak tayin etti.

Bu veba salgını İslâm’ın yayılmasına ve fütuhatın gelişmesine büyük bir darbe vurdu. İslâm ordusu fetihlerle ve düşmanlarla uğraşacakken, hastalık ve salgınla mücadele etti. Bu salgın dolayısıyla, binlerce çocuk yetim; binlerce kadın dul kalmıştı. Ölenlerin malları ortalıkta sahipsiz ve bakımsız durmaktaydı. Bunu haber alan Ömer, Suriye’yi ziyaret etmeye karar verdi. Yerine vekil olarak Hz. Ali’yi bıraktıktan sonra yanında kölesi Yerfa ve birçok da sahabe olduğu halde Eyle’ye hareket etti. Eyle’ye vardığı zaman Ömer atını kölesine vermiş, kendisi de onun devesine binmişti. Halk yolda, Emirü’-Müminin’in nerede olduğunu soruyor; herkesin ortasında olan Ömer kendilerine gösteriliyordu. Hz. Ömer, bu suali soranlara “İşte aranızda yürüyor.” Diyordu.

Ömer bu şekilde Eyle’ye vardı ve orada iki üç gün kaldı. Bu sırada Ömer’in kaba ketenden el dokuması elbisesi, devenin semerine ve hamuduna sürtünmekten yıpranmış ve yırtılmıştı. Ömer, bunu tamir etmesi için Eyle piskoposuna vermiş, piskopos bu elbiseyi tamir ettikten başka Ömer’e yeni bir elbise takdim etmek istemişse de eski gömleğinin teri emmeye iyi geldiğini söyleyerek yeni elbiseyi almamıştı.

Hz. Ömer, Eyle’den Şam’a geçti ve buradan Suriye’nin birçok yerine uğradı; her gittiği yerde birkaç gün kalarak gerekli tedbirleri aldı, emirleri verdi. Askerlerin aylıklarını dağıttı, vefat edenlerin arazi ve varlıklarını kalan varislerine taksim etti. Hudut boylarında askeri kıtalar meydana getirdi. Vefat eden subayların yerine yenilerini tayin etti.

Hz Ömer, Suriye’den hareketinden önce, almış olduğu bütün tedbirlere dair bir konuşma yaparak bütün hareketlerini açıklamıştı. Bu sene içersinde Arabistan da şiddetli bir veba salgınına yakalanmıştı. Fakat Hz. Ömer süratle ve kesin bir şekilde koruyucu tedbirler almış, bu sayede yüz binlerce Müslüman bu afete kurban olmaktan kurtulmuştu. Aynı senede bütün Muhacir ve Ensar ile Arap kabilelerine ödenek bağlanmıştı.

 Hazreti Ömer /İmam Şibli /sh:177-180 TİMAŞ YAYINLARI

Bu haberi : 5161 kişi okudu.
Arkadaşına Gönder  Yazdır
İsminiz *
Başlık *
Yorumunuz *

 


harf daha yazabilirsiniz.
Onay Kodu:
Onay Kodu Doğrulama *
  

Ana Sayfa   |  Dua   |  Medya Köşesi   |  Videolar   |  Firmalar   |  Ziyaretçi Defteri
Herrenk.com:Pratik Bilgi, Sağlık, Yemek Tarifleri, Elişleri, El örgüsü, Eğitim, Ev yapımı ürünler, Çay Saati
© 2010 - www.herrenk.com Tüm Hakları Saklıdır. Sitenizde bağlantı linkleri verilip ve kaynak gösterilerek sitemizden alıntı yapılabilir.
WEB YAZILIM:TEKNODEVA Ankara Web Tasarım, Web Yazılım, web tasarım
Firmalar