PASTANE POĞAÇASI/SADE
poğaça tarifleri, sade poğaça, poğaçalar, sıvıyağlı, mayalı, bereketli gün poğaçası tarifi
AKLINI KİRAYA VERENLER yazım...
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
-Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah’ı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler. "Rabbimiz! Bunu boş yere yaratmadın, seni eksikliklerden uzak tutarız. Bizi ateş azabından koru" derler. Ali İmran Suresi 191. Ayet
- İyi bilin ki Allah katında canlıların en şerlisi aklını kullanmayan (gerçek) sağır ve dilsizlerdir.” (Enfal Suresi, 22. ayet
Bildiklerini anlat, ama aklı vermeye kalkma, anlatılanları iyi dinle, ama hepsini doğru sanma. Sessiz kalmak, bir şey bilmediğin anlamına gelmez, çok konuşmakta çok şey bildiğini göstermez. Herkesi kendine eşit gör, her kim olursa olsun bir insanı küçümsemek akılsızlık, çok büyük görmekte korkaklıktır. Cesaret akıldan gelirse cesarettir, bilgisizlikten gelirse cehalettir... Mevlana
Akletmek: tefekkür (düşünmek), teemmül (ummak/beklemek), teşe’ur (hissetmek/anlamak) kelimeleriyle de anlam yakınlığı olmakla beraber, insanın beş duyusu da dâhil olmak üzere bunların hepsini kapsamına alan bir ifadedir. Akletmek doğru bir hükme varmanın, gerçeğe uygun karar vermenin, doğru inanıp, doğru davranmanın adıdır. Biz insanları diğer varlıklardan ayıran en önemli farklarımızdan biri şüphesiz aklımızı kullanmak, düşünmektir.
Öyleyse aklımızı kiraya vermek ne demek? Her şeyimizle bizim gibi yaratılmış birine körü körüne bir teslimiyet mi? Yüce bir makama oturttuğumuz şahsın bizim yerimize düşünmesi, karar vermesi, konuşması mı demek? Benim hocam benim liderim ne derse ne yapmışsa helal olsun ona, o yapmışsa vardır bir hikmeti mi demek? Sahi ‘o’ bizim yerimize tüm bunları yaparken biz ne güne duruyoruz? Yoksa biz bir kula teslimiyet bayrağını çekerek yüce Allah’ın yasalarına karşı mı geliyoruz. Aklımızı, muhakeme yeteneğimizi ve sorumluluk duygumuzu inkâr mı ediyoruz?
Müslüman Rabbine teslim olmuş ve O’na bir söz vermişken aklını inkâr edip, tüm sorumluluğu bir kişiye yükleyebilir mi? Hakkı gözetmek ve adaleti ayakta tutmak bireysel bir sorumlulukken ve başkası bizim adımıza düşünüp karar veriyorken bu nasıl olacak? Aklını kiraya vermemek, duyduklarını, işittiklerini Allah’ın kendisine verdiği akıl süzgecinden geçirip muhakeme yapmak. Ve ondan sonra karar vermek. Ancak maalesef aklını başkasına kiraya verme konusu Müslümanların bir kısmını saran bir kangren. Sanırım itimat etmekle, muhakeme etme, güvenmekle körü körüne teslimiyeti birbirine karıştıranlarımız var. Öyle ki birilerinin her dediğine şartsız-şurtsuz ‘he’ diyecek kadar. Hiçbir şekilde sorgulamadan, eleştirmeden, muhakeme etmeden. Bu aklı bunlar için kullanmayacaksak, öyleyse yüce Rabbim her birimize niye ayrı ayrı akıl vermiş? Farklı farklı gözler vermiş? Birinin akletmediğini öteki akletsin. Birinin göremediğini diğeri görsün diye. Bu şekilde hayattaki eksiklerimiz görüp, tamamlayabilir ve hakkı-adaleti ayakta tutabilir, yaşatabiliriz. Bir binanın tuğlaları gibi birbirimiz tamamlayabiliriz.
Bir kısmımız kendilerini hocam dedikleri kişilerin insafına bırakmışlar. Akıllarını kiraya vermişler. Hiç sorgulamıyorlar. Olmayacak şeylere din adına inanmışlar. Bilmem anlatabildim mi? Bu hayatta insanın en önemli iki serveti vardır. İman ve akıl. Her şey gibi iman da Allah’ın bir lütfudur. Akıl imanı ayakta tutan, sabit kılan en önemli araçtır. Allah insanlara akıl vermiş ki düşünsünler diye. Kuran-ı Kerim’de Allah kullarına yönelik olarak akıl etmez misiniz diyerek uyarmıyor mu?
Gelelim sade poğaça tarifime. Tarifini uzun zaman önce yazdığım ve biriken tarifler arasında ancak paylaşılma sırası bulabilen bir poğaça. Hani kimi zaman hemencecik bir poğaça yapmamız gerekir ya. Kimi zaman çocuğumuzun beslenmesine, kimi zaman park, bahçe pikniğine. Kimi zaman da geliverecek olan misafir menümüzün yanına yapmak isteyeceğimiz türden. Üstelik margarinsiz, katı yağsız bir poğaça. Özellikle kalabalık günler ve misafirler için yapılabilir diye düşünüyorum.
Sade haliyle çocuklarınız için sandviç olarak bile hazırlayabilirsiniz. Bakalım nasıl tarif etmişim pastane poğaçasını.
Malzemeler/23 adet poğaça
2 su bardağı ılık süt
½ su bardağı ılık su
1,5 su bardağı sıvıyağ
1 paket kuru maya (11 gramlık)
2 adet yumurta akı (sarısı poğaçaların üzerine sürülecek)
2 yemek kaşığı toz şeker
1 tatlı kaşığı tuz
8 su bardağı+yarım yemek kaşığı un (un miktarı markasına ve unun kalitesine göre bir değişebilir)
Mayalı Poğaça Nasıl Yapılır?
Ilık süt ve toz şeker içerisine kuru mayayı koyalım. Üzerini kapatarak mayanın kabarmasını bekleyelim.
Kabaran mayaya sıvıyağ, ılık su, yumurta aklarını ve tuzu katarak karıştıralım.
Sıvı karışıma 5 bardak unu ilave edelim. Malzemeleri krema kıvamına gelinceye dek güzelce yoğuralım. Bu aşama önemli! Ne kadar iyi yoğurursak poğaça hamurumuz o kadar güzel kabarır!
Geri kalan unu bardak bardak ekleyerek yoğurmaya devam edelim.
Gayet yumuşak kıvamda, lastik gibi ele yapışmayan bir hamur elde edelim.
Bu aşamada çok fazla un kullanıp, hamurun kıvamını sertleştirmemek için hamuru yoğururken sonlara doğru elimizdeki fazla hamuru sıyıralım. En son eklediğimiz unu avucumuzun içine alarak hamurun üzerine serpelim. Bu şekilde hamuru toparlayarak, yoğuralım. Göreceksiniz gayet başarılı bir mayalı hamurunuz olmuş olacak.
Mayalı poğaça hamurunun üzerini örterek, ılık bir ortamda mayalanmaya bırakalım.
İki misli büyüklüğe ulaşıp, mayalanan hamurdan mandalina büyüklüğünde parça koparalım.
Yuvarlayıp, fırın tepsisine koyalım. Tüm hamuru bu şekilde hazırlayalım.
Poğaçaların üzerine yumurta sarısı sürelim. Poğaçaların üzerini bıçakla artı şeklinde keselim.
Tepside mayalandırdıktan sonra 200 derecede üzeri kızarıncaya kadar pişirelim.
Fırından çıkan poğaçaların üzerini pamuklu bir bezle örterek yumuşacık kalmalarını sağlayalım.
AFİYET OLSUN...
BULGURLU SİGARA BÖREĞİ
FACEBOOK HARRENKCOM MUTFAĞI |